Yılmaz Güney-Yol: Film Yorumu

 

Yılmaz Güney, filmleri ve kişiliğiyle sık sık gündeme gelen, hakkında iyisiyle kötüsüyle fazlasıyla yorum bulunan ancak neredeyse herkes tarafından bilinen bir sinemacıdır. Adana doğumlu olan Güney, yaşadığı dönem ve yer itibariyle de çok kültürlülüğe, çeşitliliğe alışkındır ve tüm bunlar onun bir sanatçı olması yolunda önemli detaylardır. Henüz küçük yaştayken bile herkesin sinemaya gidebilecek kadar eşit olamamasını birebir gözlemleyen Güney, gördüğü bazı olaylar neticesinde politik bir kimliğe bürünür: Sol’un en güçlü sinemacılarından biri haline gelir. Hakkında birçok fikir ve tartışma bulunsa da yaptığı filmlerle sinemaya yeni bir soluk getirdiği çok açık. Yol filmi de Yılmaz Güney’in en önemli filmlerinden biri olma özelliğini taşıyor.


Yılmaz Güney, Yol’un senaryosunu hapishanedeyken yazıyor. Belki de bu sebeptendir ki film asla sırıtmıyor, Toplumsal Gerçekçilik akımına en uygun örneklerden biri haline geliyor. Şerif Gören’in yönetmenliğini yaptığı film, İmralı Yarı Açık Cezaevi’nden bayram iznine çıkan beş kişinin yolculuklarını ve yaşadıklarını anlatıyor. Film afişlerinde de sıklıkla gördüğümüz karda yürüyen Tarık Akan ve Şerif Sezer, film hakkında hiç bilgisi olmayanlar için filmin başrolleri gelebilir ancak filmde başrol yok. Beş karakterin de hayatını ayrı ayrı izliyoruz, Tarık Akan kısmı belki biraz daha baskın olabilir, özellikle kar sahnesi çok etkileyiciydi ancak dediğim gibi filmin belirli bir başrolü yok, film afişinin bu sebeple filmi tam olarak yansıtmadığını düşünüyorum.


Film’de karakterlerle birlikte dönemin Türkiye’sine de bir bakış atıyoruz aslında. Darbe, sokağa çıkma yasakları, bazı tedbirler, töre, insanların iki yüzlülüğü, toplumun yozlaşmışlığı… Belirttiğim gibi, Yılmaz Güney’in baskın bir politik duruşu var ve bunu göstermekten çekinmiyor. Yol, 1982'de Cannes Film Festivali'nde "En İyi Film" ödülünü almıştır. Ülkemizde 18 yıl boyunca yasaklanmış, 1999’da tekrar yayınlanmaya başlamıştır.

Hapishaneden çıkan insanların aslında dışarıda da tam olarak özgür olamadıklarını hissetmeleri baskın bir mesajdı, öyle ki film izleyeni ara sıra boğabiliyor, bu bağlamda vermek istediği mesajı seyirciye ulaştırdığını düşünüyorum Yılmaz Güney’in.

(Fatoş&Yılmaz Güney, Cannes, 1982)

Eğer izlemediyseniz, Yol filmine bir şans verebilirsiniz. Film +18 sahneler içermekte. İzleyenlerin de yorumlarını beklerim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kahkahalara Boğdururken Sorgulatan Dizi: Rick and Morty Replikleri

The 100-Dizi Yorumu

Eşkıya Film Yorumu