Online Eğitim Süreci, Neler Yapıyorum?

 

Covid-19, adını duyduğumuz ilk günden beri hepimizin hayatında köklü değişikliklere sebep oldu. Özellikle teknoloji sistemlerinin gelişimi ve kullanımıyla paralel gitmesinden ötürü, birçoğumuz evden çok az çıkarak veya hiç çıkmayarak yaşamımızı devam ettirmeye çalışıyoruz. Her şeye rağmen yaşamak için fiziksel ortamda çalışmak zorunda olan insanlar da var elbette ancak büyük bir çoğunluk işi ve eğitimi online olarak götürüyor.

Bu dönem herkes için yeni olmasıyla birlikte, yavaş yavaş alışılan bir hale de dönüşüyor. Pandeminin üzerinden neredeyse 9 ay geçti, tekrar bir karantina başlar mı bilinmez ancak her halükârda popülasyonun büyük bir kısmı aşılanıncaya kadar büyük bir çoğunluğumuz işlerimizi bilgisayar, telefon, tablet üzerinden yapmaya devam edeceğiz.

Online süreçler motivasyon açısından problemli bir süreç olabilir. Alışılan habitatın ev ile değişimi, kişilerde rahatlık ve yapılan işe tam konsantrasyon sağlayamama gibi problemlerden ötürü insanların odak problemi yaşamalarına sebebiyet verebilir.

Geçen dönemin başından sonuna dek online derslerde az çok benzer problemleri yaşamış biri olarak, bu dönem bazı hatalarımın farkına vardım ve bu süreçte kendimi geliştirebileceğim, motivemi sağlayabileceğim bazı adımlar attım. Bunlarla birlikte, bu yeni dönemin daha iyi geçtiğini hissediyorum, bugün online eğitimde verimi arttırmak adına yaptıklarımdan bahsedeceğim.




 

Derslere saatinde girmek.

Her şeyden önce bilmeyenler için belirteyim, Galatasaray Üniversitesi İletişim öğrencisiyim, ilerleyen günlerde bununla ilgili bir yazı paylaşacağım. Yeni normalimizden önceki normal zamanlarımızda, kampüs önü laklak yaparken bile, ders saati geldiğinde tıpış tıpış sınıfın yolunu tutardık. Online süreçte derse girerken bağlantı problemlerinden ötürü bazen geç girmekte bir sorun olmuyor. Birçok derste yoklama da alınmıyor. Hatta dersler kaydedildiği için, o an girmenin çok da gerekli olmadığı düşünülüyor ancak bu yanlış. Sonra dinlerim denilerek bırakılan ders kayıtları, vize öncesi sizi saatlerce strese sokacak. Eş zamanlı olarak ders takibi yapmak, o an fiziksel olarak derse giriyormuşsunuz hissiyatı yaratıyor. O an için girmek sizi çok zorlasa da uzun vadede işleri kolaylaştıracak, motivasyonunuzu arttıracaktır. Ders saatinde derse girmeyi, kaçıncı sınıf olursanız olun mutlaka yapın derim.

 

Çay- kahve molaları vermek.

Eğer okulda olsaydık, ders arasında ya da ders başlamadan önce birçoğumuz çayımızı kahvemizi alır, derse öyle girerdik. Ders başlamadan önce ya da verilen aralarda kendinize en sevdiğiniz içeceği hazırlamak ve derse öyle girmek, uzun ders saatleri için bir zevk olabilir ve tekrar okuldaymışsınız hissi yaratabilir. Hele de soğuklar yaklaşıyorken, sıcak içeceklerle birlikte ders çalışmak iyi bir ikili olabilir.

 

Düzenli not takibi/ders çalışmak.

Nasılsa dersler online, hocalar pdf şeklinde doküman gönderiyor, derse alınan notları kullanmaya gerek olmaz gibi düşüncelerle not alınmadığında, bilgilerin kalıcılığı da azalıyor. O an çıkarılmayan not için tekrar ders kaydı dinleyip vakit kaybetmeye hiç gerek yok değil mi? Dersteyken ister not defterinize ister Word dosyasına ufak ufak notlar alıp, ders sonrasında bilgisayarı kapamadan önce göz gezdirmenizi tavsiye ederim. Böylelikle bilgilerin kalıcılığını da arttırabilirsiniz. Ayrıca olmazsa olmazımız düzenli ders çalışmak. Tüm gününüzü ders çalışmaya ayırmanıza gerek yok, Forest ya da Bunny gibi uygulamalarla kaç dakika ya da saat çalışacağınızı ayarlayabilir, kalan vaktinizi kendinize ayırabilirsiniz.

 

Boş günleriniz olsun.

Online süreçlerden önce, her gün okulda olmadığımız gibi çoğunlukla her gün de ders çalışmıyorduk. Şimdi nasılsa evdeyim, bugün derse girmeyip hafta sonu kayıt dinlerim, ders çalışırım gibi düşünceler düzeninizin bozulmasına ve sürekli ders çalışıyormuşsunuz hissine sebep olabilir ve bu da kaçınılmaz sona- bıkkınlığa yol açabilir. Tıpkı normal dönemlerde olduğu gibi, düzenli ders takibinizi yapın ancak boş günlerinizin olmasını kesinlikle tavsiye ederim. O günler odağınız dersler ve okul dışında başka aktivitelerde, kendinizde olabilir.

 

Kendinize/Ailenize/Sevdiklerinize vakit ayırın.

Yukarıdaki maddeye eş zamanlı olarak bu madde geliyor. Bu süreç hepimizi oldukça yordu farkındayım. Bazı insanlar artık yıprandıklarını belirtirken bazıları ise alıştıklarını söylüyorlar. Zor olabilir ancak hangi tarafta yer alacağınız tamamen sizin elinizde. Kendinize ve hobilerinize vakit ayırın, maskeler yapın, yeni müzikler keşfedin, pandemi sonrası gitmek istediğiniz yerler varsa oralar hakkında bilgi edinip geleceğe yönelik motivasyon sağlayın. Zaman zaman kalabalık olmayan yerlerde yürüyüşe çıkın. Ailenizle konuşun, dertleşin. Bazı günler ortak bir yemek/pasta yapmaya çalışıp, oyunlar oynayabilirsiniz. Arkadaşlarınızla FaceTime yapın, içeceklerinizi alıp saatlerce konuşun. Burada önemli olan mevcut rutinin ufak da olsa dışına çıkabilmek, tekrar dersin başına oturduğunuzda paydos verdiğinizi hissedebilmek.




 Tüm bunları yaptığınız ve üzerine fazlasını koyduğunuz halde motivasyonunuzu tam sağlayamıyor musunuz? Çok normal, bunlar olağanüstü bu dönemden önce de benzerdi aslında. Her zaman her şey tam olarak yolunda gitmeyebilir, ufak tefek pürüzleri görmezden gelip, insan olduğumuzu hatırlayıp nefes almalıyız. Herkes için oldukça garip bir dönem bu, kendinizi sıkıp bunaltmayın, yaşadığınızı hatırlayın. Fazla geldiğinde bırakın, dinlenin, uyuyun ya da kendinize gelmek için ne yaparsanız onu yapın. Belirttiğim gibi hayati nokta, bu maddelerin çoğunlukla süreklilik içermesi. Robot olmadığımızdan ve her zaman sistematik ilerleyemeyeceğimizden ötürü, ufak eslerde bir problem olmadığını düşünüyorum.

Mutlu ve sağlıklı kalın!


*görseller internetten alıntıdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fantastik Canavarlar Serisi

Kahkahalara Boğdururken Sorgulatan Dizi: Rick and Morty Replikleri

Hayatınızı Etkileyecek 10 Harry Potter Alıntısı