Dünyanın En Güzel Aşk Hikayesi

Cengiz Aytmatov Cemile'yi yazarken henüz yazarlık serüvenin başlarında imiş. Bir kalem düşünün ki,daha yolun başındayken bile böylesine etkileyici,saf,naif ve seneler sonra bile insanlara dokunsun. Buyrun,Cemile'yi beraber inceleyelim..

Hikayemiz Kırgız bozkırlarında, Seyit isimli minik karakterimizin anlatımıyla geçiyor. Deli dolu,çocuksu ama bir o kadar da sert olan karakterimiz Cemile'nin henüz yeni eşi Sadık II. Dünya Savaşı için orduya katılmıştır. Cemile,eşinin ailesi ile (bu aile ilişkisi biraz karışık,eksik ya da yanlış söylememek için sadeleştirdim) birlikte,köyde günlerini çalışarak geçirmektedir. Sadık'tan alınan tek haber,ara sıra gelen mektuplardır ve mektupların sonuna doğru,geçiştirilmek istenircesine Cemile'ye selam iletilir. Bir gün cepheden, Danyar adlı bir asker gelir,yanıktır,içine kapanıktır,sessizdir. Bir şekilde küçük Seyit ve Cemile ile çalışmaya başlar ve hayatları bir daha asla eskisi gibi olmaz.

Kitap kısacık zaten,tadı damağımda kaldı diyebilirim. Hikayeyi bu kadar özelleştiren şey ise bence Seyit'in,yani küçük bir çocuğun gözlerinden görmek. Belki Cemile anlatsaydı,bu kadar etkilemezdi. Bu yüzden küçük Seyit'i çok sevdim.

Kitapla ilgili sevmediğim ve 1 puan kırdığım yer ise,sonu çok oldu bittiye bağlanmış. Yani bir kesinlik,neler oldu neler bitti gibi bir şey yok. Bazı okuyucular bu belirsizlikleri seviyor çünkü belirsizlik hikayeyi daha gerçekçi,hayatın içinden kılıyor. Fakat ben daha somut bir son beklerdim.

Akıcı bir dille yazılmış,bilinmeyen kelimeler kısa kısa açıklanmış. Betimlemeler yormuyor,hikaye ise konu olarak sıradan gözükse de usta bir kalemden çıkınca güzelleşiyor. Hatta öyle güzelleşiyor ki,ünlü Fransız şair Louis Aragon Cemile için 'dünyanın en güzel aşk hikayesi' demiş. ❤️

Cemile karakterinde biraz Çalıkuşu-Feride havası sezdim,ki Feride en sevdiğim karakterlerden biridir. 😍

Ben çok beğendim,Cengiz Aytmatov'un diğer kitaplarına da göz atacağım. Sizlere de tavsiye ediyorum. :')

Puanım:4/5 ⭐